Yuvasiz
Sorunu sor hemen cevaplansın.
yuvasiz teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- yuva kurmak
- settle down
İlgili Terimler
yuvasiz teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- yuva
- Genellikle ailenin oturduğu ev
- yuva
- Bir şeyin çok bulunduğu yer
- yuva
- Kimsesizlere veya yoksullara yardım etmek ve onları barındırmak amacıyla açılan yer
- yuva
- Bir şeyin öğretildiği yer
- yuva
- İki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu
- yuva
- Kuşların ve başka hayvanların yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak: "O zamanlar ... mezarlıkların serviliklerine gizlenen eski bülbül yuvaları meşhurdu."- A. Ş. Hisar
- yuva
- Genellikle ailenin oturduğu ev: "İnsanın kendi yuvasından daha sıcak ... ve samimi; hiçbir yer olmazdı."- S. F. Abasıyanık. İki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu
- yuva
- Bir şeyin içinde yerleşmiş olduğu veya yerleştirildiği oyuk
- yuva
- Bazı kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer
- yuva
- Balıkesir yöresinde serseri ye verilen ad
- Yuva
- (Osmanlı Dönemi) MAHFAS
- Yuva
- lane
- Yuva kavunu
- Koyu renkli, kalın kabuklu, dayanıklı ve tatlı bir tür kavun
İlgili Terimler
yuvasiz teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- yuva
- nest
The cranes tend to make their nests in the bell towers of churches.
-Turnalar yuvalarını kilisenin çan kulelerine yapmaya eğilimliler.
She carefully watched the bird in the nest.
-Yuvadaki kuşu dikkatle izledi.
- yuva
- (Muzik) saddle
- yuva
- (Ticaret) kindergarten
- yuva
- mortice
- yuva
- playschool
- yuva
- (Bilgisayar) docs
- yuva
- mortise
- yuva
- lock cylinder
- yuva
- day-care center
- yuva
- hole
- yuva
- bearing
- yuva
- (Biyoloji) alveolus
- yuva
- well
- yuva
- gab
- yuva
- nide
- yuva
- nidus
- yuva
- housebote
- yuva
- (Bilgisayar) dock
- yuva
- recess
- yuva
- nursery school
- yuva
- collet
- yuva
- race
- yuva
- nursery
- yuva
- housing
- yuva
- rest
- yuva
- (Bilgisayar) holes
- yuva
- (Bilgisayar,İnşaat) bay
- yuva
- (İnşaat) support
- yuva
- scarf
- yuva
- burrow
- yuva
- den
No one can deny the fact that the earth is round.
-Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.
- yuva
- lair
- yuva
- (Otomotiv) casing
- yuva
- seat
- yuva
- (Anatomi) socket: göz yuvası eye socket
- yuva
- creche
- yuva
- holt
- yuva
- groove; slot; hole; mortise, socket
- yuva
- fireside
- yuva
- fold
- yuva
- nursery school, preschool
- yuva
- den, lair (of criminals, ne'er-do-wells, etc.)
- yuva
- nest; lair, den, hotbed; socket; home; nursery school, playschool; crèche
- yuva
- creep
- yuva
- home (for homeless or distressed people)
- yuva
- hotbed
- yuva
- counterbore
- yuva
- place where one lives; lair
- yuva
- hearth
- yuva
- receptacle , slot , nest
- yuva
- haunt
- yuva
- hearth and home
- yuva
- hearthstone
- yuva
- socket
When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
-O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
The new trendy way to drink vodka is to pour it directly into your eye socket. However, doing so could seriously damage your vision.
-Votka içmek için yeni moda tarzı onu doğrudan göz yuvasına dökmektir. Ancak, böyle yapmak ciddi olarak görüşünüze zarar verebilir.
- yuva
- school for children between the ages of 3 and 5; burrow
- yuva
- den of a wild animal; nursery school
- yuva
- home
He visited a children's home in Texas.
-Teksas'ta bir çocuk yuvasını ziyaret etti.
Our team returned home after a huge victory.
-Takımımız büyük bir zaferden sonra yuvaya döndü.
- yuva
- day care center
- yuva
- seat (of learning, etc.)
- yuva
- setting
- yuva
- nursing home
- yuva
- roof
A pair of falcons nests on the roof.
-Bir çift şahin çatıda yuva yapıyor.
- yuva
- rookery
- yuva
- cote
- yuva (porsuk)
- set
- yuva alanı
- nesting area
- yuva açmak
- gain
- yuva değişikliği
- (Bilgisayar) dock change
- yuva donanım
- (Bilgisayar) slot
- yuva hatası
- (Bilgisayar) socket error
- yuva ile ilgili
- nidal
- yuva mahfazası
- case housing
- yuva numarası
- (Bilgisayar) slot number
- yuva yapmak
- Nest, nidificate, nidify
- yuva açmak
- to make a groove, slot, hole, or socket (in)
- yuva bozmak
- break up a home
- yuva bozmak
- to break up a home
- yuva durumu
- (Bilgisayar) socket status
- yuva geçme
- cup joint
- yuva kapağı
- housing cap
- yuva kapağı
- housing cover
- yuva kimliği
- (Bilgisayar) dock id
- yuva kurmak
- a) to build a nest b) to set up a home
- yuva kurmak
- settle down
Sami wanted to settle down.
-Sami yuva kurmak istiyordu.
- yuva kurmak
- to set up housekeeping
- yuva okuyucusu
- slot reader
- yuva pulu
- housing washer
- yuva sayısı
- (Bilgisayar) number of slots
- yuva sevgisi
- domestication
- yuva tutucusu
- housing retainer
- yuva yapan (özellikle kuş)
- nester
- yuva yapma
- nidification
- yuva yapma içgüdüsü
- homing insict
- yuva yapmak
- nest
- yuva yapmak
- homemake
- yuva yapmak
- to nest
- yuva yapmak
- nidificate
- yuva yapmak
- nidify
- yuva yıkmak
- break up a family
- yuvalar
- (Bilgisayar) slots
- kilidin yerleştiği yuva
- The placement of the lock slot
- en fazla yuva sayısı
- (Bilgisayar) maximum sockets
- evlenip yuva kurmak
- marry and settle down
- kargaların toplu yuva yaptıkları yer
- rookery
- mücevherin oturtulduğu yuva
- collet
- windows yuva hatası
- (Bilgisayar) windows socket error
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.